Tunç Soyer'in tutukluluğuna itiraz

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturma kapsamında verilen eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkındaki tutuklama kararına avukatları itiraz etti. Murat Aydın, Özkan Yücel ve Haluk İsmet Köymen'in İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne sunduğu dilekçede, "Tunç Soyer için tek bir hileli davranışın, desisenin ortaya konulamadığı bu soruşturma dolandırıcılıkla değil, halkın ucuz ve güvenli konutlarda yaşamasını amaçlayan bir yerel yönetim çabasıyla ilgilidir. Tunç Soyer için kuruş menfaat iddiasında bulunamayan bu soruşturma dolandırıcılık hakkında değil, Halk Konut modeli hakkındadır. Bu soruşturma 'ekonomik demokrasi' özleminin ve uygulamasının soruşturulmasıdır. Bu soruşturma kentsel dönüşümde kooperatifçilik hakkındadır" denildi.
Dilekçede “Kooperatif fikrinin çekirdeği 30 Ekim Depremi sonrası Bayraklı’da hayata geçirilen 'Halk Konut' modeli oldu. Modelin özü şudur: Kurulacak yapı kooperatifleri vasıtasıyla inşa edilecek konutlar sözleşme doğrultusunda kentsel dönüşüm amacıyla tapusunu belediyeye devreden hak sahiplerine ve kooperatif üyelerine ait olacak, bu süreçte İZBETON neredeyse sıfır karla yurttaşın konut edinmesine destek olacaktır. Bu yolla onlarca apartman ile İZBETON arasında sözleşmeler imzalanmış ve söz konusu inşaatlar da neredeyse bitme aşamasına gelmiştir. Kaldı ki İZBB yalnızca bu modeli dayatmamış aynı zamanda ihaleler açmaya devam ederek müteahhit firmaların da sorumluluk almalarını sağlamıştır. Bu yolla ihale edilen birçok proje alanı da tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmiştir” ifadesini kullandı. İtiraz dilekçesinde, "Soruşturma kapsamında; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından üç inceleme, Mülkiye Müfettişliği tarafından bir inceleme, İzmir Büyükşehir Belediyesi İç Denetim Birimi tarafından bir inceleme yapılmıştır. İdari birimler tarafından düzenlenen raporlarda yer alan hukuki değerlendirme hataları, yanlış ve eksik bilgiler doğru kabul edilse bile savcılık tarafından yürütülen soruşturmaya konu suçların oluşumuna neden olacak iddia, delil ve tespit yoktur. Soruşturmayı yürüten İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine; 21.02.2025 ve 02.06.2025 tarihli iki bilirkişi heyet raporu düzenlenmiştir. Savcılık tarafından alınan bilirkişi raporları özellikle de 02.06.2025 tarihli rapor önemli ölçüde lehedir. Bilirkişi heyeti, yapılan işlemlerin büyük bir kısmının usul ve yasaya uygun olduğunu tespit etmiştir" denildi.
"TAHLİYESİNE KARAR VERİLMELİ"
Dilekçenin sonuç ve istem bölümünde ise "Müvekkilimizin tutuklu kalması yasaya ve soruşturma içeriğine aykırı olacağından; İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin 04.07.2025 gün ve 2025/1223 Sorgu sayılı tutuklama kararının öncelikle CMK'nın 268/1 maddesi uyarınca kararı veren Hakimliğinizce incelenerek kaldırılmasını, müvekkil Mustafa Tunç Soyer'in tahliyesine, müvekkil hakkında verilen yakalama, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin kararlara itiraz edilmiş olmasına rağmen bu itirazımızın değerlendirilmemesi nedeniyle söz konusu itirazlarımız hakkında karar verilmesini, bu talebimizin yerinde görülmemesi halinde CMK'nın 268/3-b maddesi uyarınca itirazımın incelenmesi için İzmir Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini, İzmir Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılacak inceleme sonucunda itirazımızın kabulüne karar verilerek, İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin 04.07.2025 gün ve 2025/1223 Sorgu sayılı tutuklama kararının kaldırılarak müvekkil Mustafa Tunç Soyer'in tahliyesine karar verilmesini müvekkil adına saygıyla talep ederiz" ifadelerine yer verildi.
Kaynak: ANKA
Tele1