Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

Tek seferde 5 bine kadar yumurta bırakabiliyor: Sıcaklık kenelerin yayılımını artıyor

Tek seferde 5 bine kadar yumurta bırakabiliyor: Sıcaklık kenelerin yayılımını artıyor

Uzmanlar, sıcaklık artışının kene, akrep ve yılan gibi türlerin yaşam döngülerinde değişikliğe neden olabileceğini, bu türlerin popülasyonunun artabileceğini ve habitatlarının genişleyebileceğini belirtiyor.

Küresel ısıtmanın, canlıların yayılım alanlarının genişlemesine etkisi hakkında soruları yanıtlayan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Entomoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İzzet Akça, yaz aylarında özellikle sivrisinek, meyve sineği, kahverengi kokarca ve kene gibi zararlı türlerin artışında, sıcaklıkların belirleyici rol oynadığını söyledi.

"HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN CİDDİ TEHDİT"

Artan sıcaklıkların, bu türlerin üreme döngüsünü hızlandırdığını, bunun da yıl içinde daha fazla nesil vermelerine ve sayılarının artmasına yol açtığını kaydeden Akça, ayrıca böceklerin gelişim süresinin ciddi ölçüde kısaldığını, normalde 30-35 günde gelişen bir türün, sıcaklığın etkisiyle 7–10 gün içinde gelişip çoğalabildiğini anlattı.

Akça, şöyle devam etti:

"Bir kene türünün 15-20 derecelik ortamda gelişim süresi 3 aya kadar uzayabilirken, 25 dereceyi aşan sıcaklıklarda süre yalnızca birkaç güne düşebiliyor. Bu durum, türlerin yıllık nesil sayısını katlayarak artırıyor, yılda 2 kez nesil vermesi beklenirken 6-8 nesle kadar çıkabiliyor. Sıcaklık artışı, türlerin coğrafi dağılımını etkileyerek daha önce görülmedikleri bölgelere yayılmalarını sağlıyor. İstilacı türler bu dinamikten güç alarak ekosistemler üzerinde baskı kuruyor, hem tarımsal verimlilik hem de halk sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturuyor."

"TEK SEFERDE 5 BİNE KADAR YUMURTA BIRAKABİLİYOR"

Kenelerin sıcaklıkla daha fazla alana yayıldığı uyarısında bulunan Akça, özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi ölümcül hastalıklar taşıyan Hyalomma cinsi kenelerin tek seferde 5 bine kadar yumurta bırakabildiğini bunun da potansiyel tehditleri artırdığını işaret etti.

Yaz aylarında sayıları artan zararlı türlere karşı bireysel tedbirlerin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Akça, "Kene gibi zararlıların vücuda tutunmasını önlemek için açık renkli, mümkünse beyaz ve uzun kollu, kapalı kıyafetler tercih edilmeli. Bu, kenelerin daha kolay fark edilmesini sağlar. Yeşil alanlarda yere doğrudan oturulmamalı, çimenlik alanlarda uzun süre kalınmamalı. Kene tutunmaları genellikle gözle görülür yerlerde olmaz. Ense, kulak arkası, koltuk altı, kasık gibi bölgeler dikkatle kontrol edilmeli. Kenenin yapısı gereği kendi imkanlarınızla vücudunuzdan çıkarmanız mümkün değil. Ayrıca çıkarmaya çalıştığınız bu tür kusmaya başlayarak sağlığınızı tehdit edebilir. Şüpheli durumda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı" dedi.

Akça, şehirde yaygınlaşan türlerden biri olan kahverengi kokarcanın, taşımacılık yoluyla kent merkezlerine kadar ulaştığını, evlerde bulunan saksı türleri dahil 300'ün üzerinde bitkiyle beslenebildikleri için aç kalmayarak hızla çoğaldıklarını aktardı.

Kahverengi kokarcaların sonbaharda evlere girerek mobilyaların görünmeyen yerlerinde saklanıp kışı geçirdiklerine değinen Akça, bu tür zararlılara karşı evlerde tarım ilacı kullanılmaması, Tarım ve Orman Bakanlığı ya da Sağlık Bakanlığı onaylı biyosidal ürünlerle mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

"AKREPLERİN YAŞAM ALANLARI KUZEYE DOĞRU GENİŞLİYOR"

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Alaşehir Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Organik Tarım Programı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersen Aydın Yağmur, küresel ısınma iklim değişikliğiyle habitatların kuzeye doğru genişlediğini, bazı akrep türlerinin de yavaş bir şekilde kuzeye doğru yayılabileceğini, henüz Türkiye'ye bu şekilde yayılmış bir tür bulunmasa da bazı türlerin insanlar tarafından yeni habitatlara taşınabildiğini belirtti.

Yağmur, "Isınmayla birlikte hayvanlar daha önce yaşamadıkları kuzey bölgelere yayılabiliyor. Ancak bu göç değil, yaşam alanının genişlemesi" diye konuştu.

Bazı bölgelerde görülen dönemsel akrep artışlarının her zaman küresel ısınmayla ilişkilendirilemeyeceğinden bu artışların yağış, sıcaklık ve böcek bolluğu gibi mevsimsel nedenlerle de olabileceğinden bahseden Yağmur, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türlerin, ısınmanın artması sonucunda değişen gıda, rekabet ve barınma gibi faktörlere nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz, bazı endemik türler dağların yüksek kesimlerindeki nemli habitatlarda yaşamlarını sürdürüyor ve bu alanlar bir süre daha korunabilir. Şu anda bir şehirde ya da köyde görülen akrep artışını doğrudan küresel ısınmayla ilişkilendirmek mümkün değil; bu durum mevsimsel yağış, dönemsel sıcaklık değişiklikleri ve besin bolluğu gibi kısa vadeli etkenlerle de açıklanabilir çünkü küresel ısınma yavaş ilerleyen uzun vadeli ve kendisini besleyen bir süreçtir. Küresel ısınmayla sıcaklık yılda ortalama 0,01 derece artıyor. Bu yavaş ama tehlikeli bir süreç ve 50 yıl içinde habitatların ciddi şekilde değişmesi bekleniyor."

"KIRSAL ALANLARA DOĞRU YAYILAN YERLEŞİMLER YILANLARIN YAŞAM ALANLARINI DARALTIYOR"

Herpetolog Dr. Batuhan Yaman Yakın, iklim değişikliğinin yılanların yaşam alanlarını ve davranışlarını doğrudan etkilediğini, çevresel sıcaklık artışının hem türlerin yayılımını değiştirdiğini hem de insanlarla karşılaşma olasılığını artırdığını kaydetti.

Yılanların, vücut sıcaklıklarını dış ortama bağlı düzenleyen ektoterm canlılar olduklarından bahseden Yakın, şu bilgileri paylaştı:

"Hava sıcaklıklarındaki değişiklikler yılanların çiftleşme dönemlerini kaydırabiliyor. Bunun insanların doğada aktif olduğu zamanlara denk gelmesi karşılaşma olasılığını artırıyor. İnsan nüfusunun artışıyla kırsal alanlara doğru yayılan yerleşimler yılanların yaşam alanlarını daraltıyor. Yılanlar, insanlar kadar kolay yer değiştiremez. Bu nedenle ya habitatlarına uyum sağlamaya çalışıyorlar ya da daha sakin bölgelere yöneliyorlar. Ancak bu süreçte insanla karşılaşma olasılıkları da artıyor."

Yakın, ayrıca yerleşim alanlarına yakın bölgelerde yılanların görülmesinin başlıca nedeninin gıda kaynakları olduğunu, çöp alanları, tahıl depoları, kümes hayvanları ve kemirgen yoğunluğunun yılanları bu alanlara çektiğini, bunun doğrudan saldırı olmadığını ifade etti.

Yakın, yılanlarla karşılaşma durumuna karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

"Uzun otlar, çalılıklar temizlenmeli, odun ve taş yığınları dışarıda bırakılmamalı. Pikniklerde kapalı ayakkabı ve uzun pantolon tercih edilmeli. Geceleri doğada yapılan faaliyetlerde daha dikkatli olunmalı. Karşılaşmalarda en doğru davranış uzak durmak çünkü yılanlar insanı tehdit olarak algıladığında savunmaya geçebilir. Yılanı dürtmek, taş atmak veya sosyal medyada görüntülemek amacıyla rahatsız etmek iki taraf için de risklidir. Belediye, itfaiye veya Doğa Koruma ve Milli Parklar gibi kurumlardan destek istenmeli."

Yılanların doğrudan insan sağlığını tehdit etmediklerini, ekosistemde denge sağlayan önemli canlılar olduklarını vurgulayan Yakın, türün özellikle kemirgen popülasyonunu kontrol ettiğini, aşırı şekilde öldürülmelerinin ekosistem dengesini bozabileceğini sözlerine ekledi.

BirGün

BirGün

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow