Sevdiklerinizde yeme bozukluğunu nasıl fark edersiniz? Bir beslenme uzmanı 8 tehlikeli belirtiyi tespit etti.

Yeme bozuklukları (YB), çeşitli dış ve iç faktörlerden kaynaklanan zihinsel, davranışsal ve fizyolojik rahatsızlıkların bir kompleksidir. Bu sorun modern toplumda giderek yaygınlaşmaktadır: Son verilere göre, dünya çapında her on kişiden biri yeme bozukluğu yaşamaktadır. Bu bozukluklar hem erkeklerde hem de kadınlarda görülse de, ergenlik çağındaki kızlar ve genç kadınlar en savunmasız grup olmaya devam etmektedir.
Yeme bozuklukları çeşitli şiddet derecelerinde ortaya çıkar ve birçok farklı ciddi hastalığı içerir: anoreksiya nervoza, bulimia nervoza, kompulsif aşırı yeme, kaçınmacı-kısıtlayıcı gıda alımı bozukluğu vb.
Yeme bozukluğu kişiyi değiştirir, hayatını değiştirir ve çevresindeki herkesin hayatını etkiler. Tedavi yıllar sürebilir ve umut verici görünen iyileşme süreci, yerini yeni bir aksaklığa bırakır. Yeme bozukluğu ne kadar erken teşhis edilir ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa, başarı şansı o kadar yüksek olur.
Sevdiklerinizde yeme bozukluğunun geliştiğini gösteren belirtilerden bahsedelim.
1. Yemek, bir insanın hayatının çok önemli bir parçası veya merkezi bir teması haline gelir. Hem olumlu hem de olumsuz tüm canlı ve güçlü duygular yemekle ilişkilendirilir. Farklı beslenme sistemlerinin özelliklerinin tartışıldığı yemek bloglarına, forumlarına ve kapalı gruplara çok zaman ayrılır.
2. Yemek, bir ödül ve ceza sistemine dönüşür. İnsanlar stresle, isteksizlikle, yenilginin acısıyla veya başarının sevinciyle başa çıkmak için yemek yerler. Antrenman veya iş sonrasında, iyi sonuçlar aldıklarında kendilerini yiyecekle ödüllendirirler.
3. Sürekli kalori sayımı ve kısıtlaması, çoğu zaman son derece uygunsuz - 1000 kcal, 800 kcal. Yeni bir din gibi: Her ürün, içeriği ve kalori içeriği açısından anında inceleniyor ve içeriği belirlenen kriterlere uymuyorsa, nefret listesine atılıyor. Gereksiz kalorileri bile azaltmak için özel yemekler yaratılıyor. Tarifler oldukça özgün - örneğin, az yağlı kefirle tatlandırılmış bir vinegret.
4. Porsiyon boyutları değişir. İnsanlık dışı bir şekilde küçülürken, çay fincanları inanılmaz derecede büyür. Öte yandan, stres veya açlık, bir insanı buzdolabının tamamını boşaltmaya, gördüğü her şeyi midesi bulanana ve rahatsız olana kadar tüketmeye itebilir. Durduramaz. Sonrasında, insanı rahatsız eden ve yedikleri tüm yiyecekleri "çıkarmaya" zorlayan, kusmaya, müshil almaya veya egzersiz yapmaya zorlayan, rahatsız edici bir suçluluk duygusu başlar.
5. Fiziksel aktivite yetersiz hale geliyor: Günde binlerce adım, şampiyonluk rekorlarının kırıldığı spor salonlarına her gün gitmek.
6. Yemek paylaşmayı reddetme. Yeme bozukluğu olan kişiler yalnız yemeyi tercih eder ve genellikle kendi hazırladıkları yemekleri yerler. Hazırlanan yiyecekler, peçetelere batırılarak bile, gerekli tüm yöntemlerle yağdan arındırılır. Beslenmeyle ilgili her türlü yorum düşmanca karşılanır.
7. Beden imajındaki değişiklikler. Zayıf bir insan bile kendini kilolu görüyor. Kendinden ve görünüşünden memnuniyetsizlik, beslenmeden sonra en önemli ikinci konu haline geliyor. Giyim tarzı değişiyor: bollaşıyor, şekilsizleşiyor ve fazla kiloları gizliyor.
8. Kilo değişiklikleri -hem ani kilo kaybı hem de kilo alımı- konu beslenme olmasa bile her zaman bir uyarı işaretidir. Ve neredeyse her zaman, kişi sorunu kendi başına anlayamaz, değerlendiremez ve yönetemez. Kendi kendine tedavi ise imkânsız ve son derece tehlikelidir.
Yeme bozuklukları, hafif bir rahatsızlıktan başlayıp insanların onlarca yıl tedavi gördüğü ciddi bir fiziksel ve psikolojik rahatsızlığa dönüşerek uzun bir zaman diliminde gelişir. Bu nedenle, bir yeme bozukluğunu erken evrelerinde tespit etmek ve hızlı ve kolay bir şekilde tedavi etmek için profesyonel yardım almak çok önemlidir.
medportal ru