Diğer sessiz pandemi. DSÖ antibiyotik direnci konusunda alarm veriyor.


Halletmek
Başyazılar
Gram negatif bakteriler en büyük tehdidi oluşturuyor. Ancak Siena Biotechnopole'ün Nature dergisinde yayınlanan keşfi yalnızca bilimsel bir atılım değil; aynı zamanda bir paradigma değişimi: "akıllı ilaç" gibi davranan bir monoklonal antikor.
Aynı konu hakkında:
DSÖ'nün rakamları her şeyi açıklıyor: Bakteriyel enfeksiyonların altıda biri antibiyotik tedavisine dirençli. Gram negatif bakteriler en büyük tehdidi oluşturuyor. Bunlar arasında, dünya çapındaki K. pneumoniae suşlarının yüzde 55'inden fazlası artık bu enfeksiyonların birinci basamak tedavisi olan üçüncü nesil sefalosporinlere dirençli. Bunlar, DSÖ'nün giderek artan bir endişeyle izlediği "sessiz pandemi"nin apaçık işaretleri. Ancak veriler giderek daha kasvetli bir tablo çizerken, İtalyan araştırmaları oyunun kurallarını değiştirebilecek bir sinyal veriyor. Nature dergisinde yayınlanan Siena Biyoteknoloji Merkezi'nin keşfi, yalnızca bilimsel bir ilerleme değil: bir paradigma değişimi.
Tüm antibiyotiklere karşı yenilmez hale gelen bir bakteriyle karşı karşıya kalan Rino Rappuoli liderliğindeki araştırmacılar yeni bir yol seçtiler: "akıllı ilaç" görevi gören bir monoklonal antikor. Strateji, basitliğiyle dahiyane: Antikor bakteriye saldırmıyor, ancak bağışıklık sistemi için "etiketliyor" ve vücudun temizleyici hücreleri olan makrofajların bakteriyi yok etmesini ve çoğalmasını engellemesini sağlıyor. Kanserle mücadelede devrim yaratan bu immünoterapi, bakteriyel enfeksiyonlar alanına da giriyor. Bu başarı bize iki temel gerçeği öğretiyor. Birincisi: Antibiyotik direnci, eşit derecede küresel müdahaleler gerektiren küresel bir sağlık krizidir. İkincisi: Temel araştırma bir lüks değil, insanlık için bir hayat sigortasıdır. Siena ekibinin çalışmaları, bilimsel mükemmelliğe yatırım yapmanın ulusal sınırların çok ötesine uzanan getiriler sağladığını gösteriyor. Şimdi zorluk iki yönlü: Bir yandan, hâlâ etkili olanları korumak için antibiyotiklerin doğru kullanımına küresel bir bağlılık gerekiyor. Öte yandan, bu tür keşiflerin hızla erişilebilir tedavilere dönüştürülmesi gerekiyor. Çünkü antibiyotik direncine karşı mücadele, yalnızca hasarı sınırlandırarak değil, yeni tedavi yolları açarak da kazanılır.
Bu konular hakkında daha fazlası:
ilmanifesto




